MERHABA DEME : selected newspaper articles , stories , blurb and ethnographic research
Nisan 1961 günü saat 11:00'de Joe Simonton, Eagle River kırsalındaki evinde geç kahvaltının tadını çıkarırken dışarıda bir gürültü duydu. Araştırdığında, evinin üzerinde "kromdan daha parlak" bir uçan dairenin süzüldüğüne tanık oldu. Uçan Daire sonunda arka bahçesine indi. Kapısı açıldı. İçeride Joe'nun "İtalyan görünümlü" olarak tanımladığı üç dilsiz uzaylı oturuyordu.
Joe'ya büyük bir kap verildi ve bir şekilde bu garip yaratıkların su istediğini anladı. Sıvıyla geri döndüğünde, uzaylılardan biri alevsiz bir pişirme cihazında krep pişiriyordu. Yaratıklar Joe'ya krepleri verdiler, onu selamladılar ve güneye doğru uçup gittiler.
Bu hikaye Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri tarafından araştırıldı ve dosyalarında "açıklanamayan" olarak listelendi.
Merak ediyorsanız, Joe "tadı karton gibiydi" dediği pankeklerden birini denedi. Diğer iki pastayı bir Vilas County ufologuna verdi.
Andhaman'a 3. gidişimde (46. ölüm , 6. doğuş) , yanımda küçük bir cüzdan/el çantası getirmiştim , içinde BUDDHA dua kutuları vardı , hepsi farklı renkte. Çanta da 50 tane olduğunu hatırlıyorum. Adamlar , ademler , yazarlar , acemi gazeteciler ve tanrı kılığına girmiş heykellerle konuştum. Tunulu ve Etruskların , Italyadaki varlıklarından bahsettiler. Anadolu'dan gelmişler sözde. Antik felsefe pagan kast sistemlerinin doğum yeri orasıymış. O sıarada ''YARRAK ÜÇGENİ 1:1'' dergisi için haftalık küpürler yazıyordum. Kelime kelimesine yazdığım herşey beynime gönderilen Andhaman kabilesi ses radyowave dalglarının yazıya dökülmüş haliydi ... Insanlar içlerinde bulundukları kastlara doğarlar.Ant,ik kastlar doğamızın ne kadar parçasıdırlar?Italyaya gidip oradaki herkesi öldürmem gerek sanrım . snrm gen havuzlarımızda bir aksaklık oldu ama tam olarak ne olduğunu seçemiyorum. Etrafta derisi parlayan herifler görüp duruyorum. Yerlilere sorduğumda bana onların ''Antakyalı'' olduklarını söyleyip durdular ve bana buralarda bir kilise yaptıklarını söylediler. Bu sabah otelden çıkarken bir Antakyalı bana dünya üzerinde 567,000 antakya kilisesi olacağını söyledi. Ben de ''oha'' dedim.
Traktör Taciri Travesti Topluluğunda noter olarak çalışan bir arkadaşım ile
konuşuyordum , ona güçzülüğün aşamasal birliğinden bahsediyordum. Deniz
botaniği okuyan bir erkek arkadaşı vardı . Herif laboratuvarda tuttukları
siyah mediteranyen deniz kestanelerini alıp evine götürmüş ardından da
onlara protez arbacia-beyin takmış ve eski amiga bilgisayarından onlara
jungle müzik dinletmiş. ucube .
Sokağa pek
çıkmıyorum çnk omuzlarına kedi kafası yapıştıran çocuklar etrafta dolanıp
çekiçlerle insan kafataslarını kırıyorlar.
3yıl sonra kız
arkadaşım 47. doğuşunu yaşıyacak , Askeri Yıldız Tacirleri ile zoom
konuşmasından anladığım kadarıyla Laos,Kamboçya,Vietnam ülkelerinin
bulunduğu bölgede doğacak.En son ölümünü Senegal'de tango yaparak
kutlamıştık , sonra yabani insan-kanguruları geceleyin çöpümüzü yemesinler
diye avlayıp beyinlerini uçurduk. Tektonik kültürlere , alfa herif mantar
kültürleriyle ve hiper ünlü gereksiz bayan-karşıtlığı tacirleri ile olan
kavgam azaldı gibi gelse de pek konuşmuyoruz o yzdn bilemem.
Yorucu türk medya kurumu 1. tutkal kokan yapış yapış kablo uzuvunu bana
uzatıyor , dişlerimi yerlerinden söküyor kanayan diş köklerimin içine
kablolarını sokuşturuyor.
Minik teneke leyim uzuvlar kulaklarımın
içine girebilecek kadar inceliyor ve sokuşturuluyor.
Eski vhs reklam kayıtlarımı izliyorum. Karnım ağrıyor , kamburum
çıkıyor.
Tantrik yoga pozisyonunda ilerleyen
seksi kızlar hamam böceği gibi yerlerde kıvranıyorlar.
Korkunç mide ağrıları çekiyorum yer düşüp safra ile karışık kan kusuyorum
ve ölüyorum.
Annem bana doğum günü hediyesi olarak
RigVedayı aldı , benden üstün olduğunu sanıyor ama değil.
Benve arkadaşlarımın öldürme isteğimiz
gittikçe artıyor .,,abim gerizekalı , tavanlarından bilgisayarlar sarkıyor
biz de bilgisayar tozu çekip duruyoruz.okula gitmiyorum her gece kusuyorum ,
bazen kustuğumu unutuyom uyandığımda bir kusmuk havuzunun içinde uyanıyorum
, altıma işeyip duruyorum kanişeyip kan sıçıyorum
11 Ekim 1973 akşamı, 42 yaşındaki Charles Hickson ve 19 yaşındaki Calvin
Parker, Jackson County, Mississippi Şerif Ofisine, Mississippi'deki
Pascagoula Nehri'nin batı kıyısındaki bir iskelede balık tuttuklarını
söylediler. bir vınlama/vızıltı sesi duydu, iki yanıp sönen mavi ışık gördü
ve 30-40 fit genişliğinde ve 8-10 fit yüksekliğinde oval şekilli bir nesne
gözlemledi. Parker ve Hickson, "robotik yarık ağızlı" ve "yengeç benzeri
kıskaçlı" üç "yaratık" onları nesneye alıp bir incelemeye tabi tutarken
"bilinçli ancak felçli" olduklarını iddia ettiler.